1933 senesinde lig maclarinin bitmesine 1 hafta kala sampiyon hala belli olmamis ve bu bakimdan senenin son musabakasi olan BESIKTAS-FENERBAHCE maci buyuk bir deger kazanmisti.

Iki sampiyon adayinin durumu suydu; Fenerbahce Besiktas'tan 2 puan ileride oldugundan sayet maci berabere bitirebilirse birinciligi garantilemis olacakti. Besiktas, ise ancak galip gelirse sampiyon olacakti.

16 Haziran 1933 Cuma gunu Fenerbahce stadi tarihi gunlerinden birini daha yasamaktaydi. Halk stadi tiklim tiklim doldurmus, ve buyuk bir heyacanla iki Buyuk takimin sahaya cikmasini bekliyordu.

Ne yazik ki kotu talih, Besiktas'a bir gun evvel buyuk oyununu oynamis ve Siyah Beyazlilar, 15 Haziran persembe gunu en kiymetli evlatlari SEREF BEY'i topraga vermislerdi.

Bu olay butun Besiktas camiasini moralman sarsmis, bitirmisti. Fakat her seye ragmen Siyah Beyazlilar kendilerini toparlamanin luzumunu hissettiler. Husnu, Hakki, Seref ve digerleri aralarinda toplanarak and icmislerdi. Bugun SEREF BEY'e ve Besiktas' a layik olmaya calisacaklar ve guzel oynayarak butun bir yil elde ettikleri basariyi devam ettireceklerdi.

Takimlar sahaya cikti. SEREF BEY'in olumu nedeniyle, Besiktaslilar bastan asagi duz siyah forma, Fenerbahceliler ise goguslerine birer siyah kordela takarak o buyuk sporcuya karsi son gorevlerini yapmislardi.

Bu iki takimin da buyuklugune yakisan asil bir jestti. 1 dakikalik saygi durusundan sonra mac basladi. Daha ilk onbes dakika dolmadan Fenerbahce'nin beraberlik, Besiktas'in ise mutlak galibiyet parolasiyla oynadiklari anlasildi. Besiktas rakip kaleye durmadan saldiriyordu.

Besiktas o gun Fenerbahce'ye karsi sahane oynamis ve bir saatten fazla Sari Lacivertlileri ezmistir. Oyunun 24. dakikasinda Nazim'le golu de bulmustur, fakat; Sari Lacivertli renklere sempatisi bilinen Hakem Kemal Halim Bey, bu nizami golu saymamistir.

Neticede oyunun 4'te 3'u Fenerbahce kalesinde gecmis olmasina ragmen baska gol olmamis ve mac berabere bitmis, Fenerbahce de sampiyon olmustur.

Besiktaslilar o gun Sampiyonlugu kaybetmis ama baska bir acidan kazanclari cok buyuk olmustu.

Evet, sahane bir oyun oynayarak Fenerbahce'yi kendi kalesine hapseden Besiktas o gun 66 kere Fenerbahce kalesine akin etmistir.

Bu heybetli gorunus halkin kalbinde taht kurmus, Besiktas durmadan yilmadan Fenerbahce kalesine saldirdikca, seyirciler arasinda; "KARTALLAR GIBI HUCUM EDIYORLAR" ve "KARA KARTAL GIBI CELIK PENCELI, ATILGAN TAKIM" sozleri sik sik isitilmis ve o gunden sonra bu unvan, Turk spor aleminde Besiktas ile beraber anilmaya baslanmistir.

Bu lakab, halkin Besiktas'a ilk candan hediyesidir. Uctugu zaman kuvvet ve asaletin timsali, yirtici kuslarin lideri KARTAL'i tarihte buyuk imparatorluklar, devletler kurmus milletlerin bayraklarinda goruruz.

Turk sporunda kurdugu hegemonyadan dolayi, KARTAL sifatini BESIKTAS ismine birlestiren halk, bir spor cemiyetine en buyuk hediyeyi vermistir boylece.

Toplum adeta bu hareketiyle Besiktas'a yol gostermis ve muvaffakiyetin anahtarini vermistir.

Turk spor seyircisinin bu jestine layik olmak, onun sevgisini her daim kazanabilmek icin bir kuvvet ve bir kudret timsali olan KARTAL'i yasatmak yani, daima zirvede kalmak icabediyordu.

Boylece halk Buyuk Besiktas'i yaratmis ve KARA KARTAL lakabi ile ona basari parolasi vermistir.

Bu lakabda Siyah Beyazli camiaya, her zaman daha kuvvetli ve dimdik ayakta kalmasi icabettigini hatirlatmistir.